30 Nisan 2009 Perşembe

İşte Hayatın Özeti!


Bir kuş soğuk bir kış gününde yiyecek bulabilmek için kanat çırpıp duruyormuş.

Hava o kadar ayaz mış ki minik kuş dayanamayıp karın üstüne düşmüş.

Kuş çaresiz soğuk karın üstünde ölümü beklerken, oradan geçen bir inek kuşun üstüne sıçmış.

Kuş öyle bir sinirlenmişki, kanatları donmamış olsa, kalkıp ineği dövecek....

Birde bakmışki bokun sıcaklıgi ile kanatları çözülmüş, yaşama dönmüş.

Öyle bir sevinçle ötüyormuşki, oradan geçen bir kedi bunun sesini duymuş ve boku eşeleyip kuşu çıkarmış.

Kuş buna çok sevinmiş, tam kediye teşekkür edecekmiş ki, kedi onu yemiş.


Demek ki neymiş:

1- Her üstüne sıçanı düşman sanma !

2- Seni her boktan çıkaranı dostun sanma !

3- En önemlisi, Bokun içinde mutluysan sesini çıkarma !

SEDAT BALKANLI


''SENİ HİÇ UNUTMAYACAĞIZ SEDAT ABİ''

''ALLAH RAHMET EYLESİN, MEKANIN CENNET OLSUN''

İtiraf


Adem Gezici 1983 doğumlu. Şu an Güngören Belediyespor'da oynuyor. Mütavazi takımın en önmeli oyuncusu. Futbolla çok yakından ilgilenenler onun Fenerbhaçe altyapısında oyandığını hatırlarlar. Hatta 2000-2001 sezonunda oynanan kupa maçında Siirt Jet-PaSpor'a (7-3) son golü atan futbolcuydu. Geleceğin yıldızıydı. Semih Şentürk'ten önce onun adı geçiyordu.

Aynı sezon Fenerbahçe'nin yıldızı Yusuf Şimşek. Yıldız dıyoruz ama bekleneni veremedi. Yıldız olarak geldi ama bekleneni veremedi bir türlü. Bu hafta Eskişehirspor'a asist yapınca veya Bursaspor ile, Denizlispor ile 3 büyüklere korku salınca bütün kamuoyu "eskiden nerdeydin be adam" diyor. İşte Adem'in ağzından eskiden nerde olduklarına dair 2-3 cümle:

"O dönemlerde aile dostumuz olan Yusuf Şimşek ile aynı evde kalıyordum. O gerçekten de çok yakın arkadaşımdı. Fakat o dönemlerde maalesef diyorum, gece hayatına fazla daldık. Bunun zararlarını sonradan gördüm. Çünkü o hızlı dönemin ardından asla kendi performansımı gösteremedim. Şimdi bakıyorum, o dönemki takım arkadaşım Semih Şentirk hem Fenerbahçe'nin hem A Milli Takımı'nın yıldızı. Ben ise Güngören Belediyespor'dayım...
Bu dönemlerde başkanımız Aziz Yıldırım olaya gerçekten de yakından ilgi gösterdi. İki kez bire bir konuştu benimle ve yanlış yolda olduğumu, böyle devam etmem halinde istediğim hedeflere ulaşamayacağımı anlattı. Ayrıca teknik direktörümüz Mustafa Denizli de üzerimize titrriyordu.Ama olmadı.. Kendimi gösteremeyince Fenerbahçe'den ayrılık bir anlamda kaçınılmaz oldu. Kartalspor'da oynayan Volkan Demirel ile takas oldum. Volkan da Semih gibi şimdi Milli Takım'ın yıldızı konumunda."

Yusuf insan üstü yetenekleriyle kariyerini kurtardı ama Adem o kadar şanslı olamadı. Ama daha 26 yaşında oluşu gelecek içn olumlu bir veri.

29 Nisan 2009 Çarşamba

Kahrolsun Pkk




DİYARBAKIR-LİCE'DE ASKERİ ARACA DÜZENLENEN MAYINLI SALDIRIDA 9 MEHMETÇİĞİMİZ HAYATINI KAYBETMİŞTİR.
BAŞIMIZ SAĞOLSUN...

''ŞEHİTLER ÖLMEZ, VATAN BÖLÜNMEZ''




















Marsilya'da Bir Issız Adam


Gerets'in kaderi bu olacak herhalde. Nasıl Cuper finalleri kaybetmekle hatırlanıyor, Gerets'de şampiyon olmasına rağmen gönderilen hoca olarak hatırlanacak.

Bızdeki durumu belliydi. Aynısını hemen hemen Marsilya'da da yaşayacak gibi gözüküyor. Peki Gerets ne yapacak şimdi? Tahminim şu anda Avrupa'nın en klas hocalarının bir alt seviyesindedir. Yani Mourinho,Hiddink, Capello ve benzerlerinin bir altı. Yani başarılı ama nispeten daha kariyersiz hoca.

Marsilya'yı bir kenara bırakalım ama listeye yeni bir isim katıyoruz. Hiddink, Löw, Lucescu, Del Bosque gibi yolladığımız hocaların listesine bir halka daha ekleniyor. Belki 3-5 sene sonra Skibbe de katılır buraya.

Aklın Varsa Git!


Galatasaray camiasının yıldızı, evladı ,geleceğin kaptanı olarak olarak görülen Arda'mızı Avrupa'nın dev klüpleri transfer listesine almış. Ciddi bir biçimde ilgileniyolarmış. Juventus, Nedved'in boşluğunu doldurmak için özellikle israr ediyormuş. İlk başlarda Juventus gibi büyük bir klübe gitmesi çok doğru olmayabilir. Kaybolup gider düşüncesi olabilir insanlarda ama birazcık olgunlaşıp, özel yaşantısına dikkat eder ve medyayı bırakıp sadece futboluna odaklanırsa Arda dünyanın her takımında oynar.

Çok isterim Galatasaray'da kalıp kaptanlık pazubandını takmasını. Ama genç yaşta yakaladığı bu şöhret Türkiye'de ona zarar veriyor, verecektirde. Attığı her adım olay oluyor. Kız arkadaşını koluna takıp gezmesi bile ana haberlere başlık oluyor ve bu olaylarda Arda'yı yıpratıyor. Hee Arda'nın hiç mi suçu yok? Elbette var... Arda bu ilgiden dolayı çok şımarıyor, hem kendine, hemde takıma zararı oluyor. 4 maçlık bir ceza aldı geçenlerde. Kabadayılık uğruna adını yıprattı ve belkide kendisine olan sevginin azalmasını sağladı. (Diğer takım taraftarları tarafından)


Buralardan git Arda. Hem klübe para kazandır, hem hayatını yaşa, hem olgunlaş... Gidersen seni çok ararız ama herkesin yeri doldurulur. Bizim klüpte bu altyapı varken biz daha bir sürü Arda'lar çıkartırız zaten. Sen Galatasaray camiasının evladısın, istediğin zaman dönersin nasıl olsa. Sergen Yalçın gibi isimler gitmedi de ne oldu? Sonradan bin pişmanlık duydu. Ahh keşke gitseydim dediler, şimdiki aklım olsa dururmuydum dediler...

Sende öyle yap Arda. Kaç kurtar kendini buralardan. Kapağı yurtdışına at, gerisi zaten gelecektir. Kariyerinin sonlarına doğru gel, kaptan ol, coştur bizi....

66-ARDA TURAN

28 Nisan 2009 Salı

Aslan Gibi Adam

''SİNAN KALOĞLU''
Uzun boyu, güçlü fiziği, hırsı ile tanıdığımız Sinan, futbol hayatını, Bundesliga takımlarından Bochum'da sürdürüyor. 2009 yılı itibariyle çok gündeme düşmüyor. Pekte takip edemedim bende aslında. Bu sezon Bochum formasıyla çıktığı 16 maçta 3 gol kaydetti. Özellik ligin başlarında Bayern'i yıkan isimdi.
Ben Sinan'ı ayrı severim :)... Formasını giydiği Altay,Diyarbakır,Manisa ve Bursa formalarıyla Fenerbahçe'ye çok gol atmıştır. Kadıköy'de Altay,Bursa formalarıyla takımının tek golünü atıp 3 puanı getiren isim olmuştu, ne kadarda sevinmiştim. Hele ki bir Manisa-Fenerbahçe maçında, 3 tane gol atmıştı ve resmen Galatasaray'ın önünün açılmasına neden olmuştu.
Birde açıklaması vardı; Beşiktaş yerine Galatasaray'a gitseydim daha çok süre alırdım diye. Bencede öyle olurdu daha iyi yerlere gelebilirdi, Fenerbahçe'ye daha çok gol atabilirdi ama hayat bu belli olmaz bakarsın yarın bir gün uyandığımızda Galatasaray'a gelmiş olur.
Yalakalık falan yapmam ben, Sinan harbi topçudur. Sahaya çıktığında babasını bile tanımaz. Çatır çatır oynar, terini son damlasına kadar akıtır,efendi adamdır. 1.82 boy 82 kilo... Tam bir santrafor işte.. Kafa topu alır, ikili mücadeleye girer, şutunu çeker , golünü atar. Yerli malı, yurdum malı, herkes onu kullanmalı mantığı.
Galtasaray'da revizyon yapılacakmış. Yapılsın Baros hariç tüm forvetleri yollayın, Lincoln'e yıllık verdiğin parayı bonservis olarak 1 kerelik Sinan'a ver bak gör neler yapıcak. Yanında Baros, arkasında Arda,Kewell,Ayhan... Bu adamı kimse tutamaz bu lige. Gelir gol kralı olur. Yedekte otursada sorun yaratmaz Galatasaray'da.
Neyse benden söylemesi.... Bu adam bu takımda oynar, golünüde atar, faydalıda olur.
Yönetime duyurulur.

Belletti


2006 yılı finali. Barcelona'ya şampiyonluğu getiren anlardan biri. Şimdi Belletti Chelsea'da. Bugün Nou Camp'a geri dönüyor. Böyle dönüşler futbolu daha da güzel kılıyor. Eskinin hatırlanması, anıların tazelenmesi adına. Bilmiyorum Barca taraftarı neler hissediyor onun için. Ama misal ben yine bir sağ bekten örnek vereyim.
Cihan Haspolatlı. Son senesinde özellikle yedi bitirdi bizi. Ama bugün Konyaspor ile çıkıp gelse Sami Yen'e kimse onun hakkında kötü bir şey demez. 2006 yılı şampiyonluğu akıllara gelir. 2005 yılında zoraki sağ bek oluşu,milli takıma çıkışı. Veya kapalı'nın önüne 3 kere çağrılışı. Beşiktaş maçında kaçırdığı gol akla gelir mesela. O zaman ne saydırdık ona. O çıktı oyundan yerine Kabze girdi sonra. Şimdi o maçı hatırlatan birine nasıl kızılır.
İspanya'ya geri dönelim. Bugün Belleti sahaya çıkacak. O çıkınca 17 Mayıs 2006'ı hatırlamayan olacak mı Nou Camp tribünlerinde? Yoksa İspanya'da da tribünler sadece günü mü düşünüyor?O zaman niye bu kadar hevesle maçlara gidiliyor. Maça gidilen her gün kutsaldır, oynanan her maç kutsaldır. Yaşanan her anı kutsaldır.

27 Nisan 2009 Pazartesi

Ersun Yalan, Kral Hakan

''Alma kralın ahını, çıkar aheste aheste ''


Milli takıma geldin, yapamadın hocam...
Trabzon'a gittin, zaman verin dedin....
2 sene süre verildi yine olmadı...
Bu sene şampiyonluk havasına girdin, tecrübe yetmedi...
Bugün de istifa ettin...

Güle Güle Ersun Yanal....

Bye Bye


Bayern Münih teknik direkörü Jürgen Klinsmann üst üste aldığı başarısız sonuçlardan sonra kapının önüne koyuldu. Avrupa'da, Barcelona'ya adeta madara olan Münih, ligdede
zirveden uzaklaşmış durumdaydı. Münih taraftarı artık Jürgen'i istemiyordu ve onun aleyhine pankartlar açmışlardı. Wolfsburg'dan tam 5 yiyen Münih, bu haftada milli futbolcumuz Halil Altıntop'un takımı Schalke'ye mağlup oldu. Buda bardağı taşıran son damla olmuştu.
Üstelik Klinsmann'ı kovduran bu mağlubiyetin golünü ise Halil Altıntop attı.
Her iyi fubolcudan, iyi teknik direktör olmuyor Jürgen.
Yolun açık olsun.

Afrika'ya Doğru


2010 Dünya Kupası'na ev sahipliği yapacak olan Güney Afrika'da stadyumların inşaatları % 80 bitmiş durumda.
Stadyumların İsimleri ve kapasiteleri:
Durban Stadyumu: 70.000
Free State Stadyumu: 48.000
Ellis Park Stadyumu: 61.000
Soccer City Stadyumu: 94.700
Mbombela Stadyumu: 46.000
Peter Mokaba Stadyumu: 46.000
Port Elizabeth Stadyumu: 50.000
Lotfus Versfeld Stadyumu: 50.000
Royal Bafokeng Stadyumu: 42.000

Blatter İstifa!

Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) Başkanı Sepp Blatter, son olarakta ehliyetini kaptırmış!!! 73 yaşındaki Sepp'in ehliyetine 12 ay el konulmuş. Koskoca FIFA Başkanının futbolculara örnek olması gerektiğini düşünüyordum. Fakat Blatter bu konuma yakışmıyor. Daha öncede '' Bir sürü gay futbolcu var'' diye açıklama yapmıştı ve üstelik bu futbolcuların sahadan uzaklaştırılması gerektiğinide söylemişti. Sanane be kardeşim! İster gay olur, ister biseksüel olur, ister normal olur, sanamı kaldı futbolcunun cinsellik tercihi.
Türkiye-İsviçre maçında maçından sonra ülkemiz hakkında '' Bende İsviçre vatandaşıyım, Türkiye en ağır cezayı alacak '' diye bir açıklama yapmıştı. İsviçre'li futbolcu Benjamin Haggui'nin aldığı 6 maçlık cezaya çok üzüldüğünü, bu cezaya birşey yapamadığı söylemişti.
Böyle futbol patronluğu olmaz. Başkan, futbolculara, insanlara örnek olmalıdır. Bir an önce bırak o koltuğu Sepp! Yakışmıyor sana.

24 Nisan 2009 Cuma

Yeni Moda Hareket





''ANDREY ARSHAVİN''





''TANER GÜLLERİ''

Şampiyon


2008-2009 Aroma Erkekler Voleybol Ligi Şampiyonu....
''İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESPOR''

23 Nisan 2009 Perşembe

Güle Güle Lorant!




Her sabah kalkıp internette spor haberlerini okurum. Bugün gözüme takılan bir haberden çok mutluluk duydum. Ülkemizde Fenerbahçe-Kasımpaşa-Kayseri Erciyes ve Sivasspor'u çalıştıran Lorant, başında bulunduğu Dunajska Strada takımından kovulmuş. Niye mi? :)

Geçen hafta Sloven Bratislava’ya 6-0 yenilmişler ve yönetim Lorant'ı kapı dışarı etmiş. Çok sevindim bu habere. Devamlı o suratı gülmeyen,antipatik adam bizi 6-0 yenmişti bundan 7 yıl evvel. Ama işte ''Alma mazlumun ahını,çıkar aheste aheste''. Beter ol Lorant. Bize o kadar fark atıp üstüne ''Korkaklar kazanamaz'' diye bir demeç vermişti. Kendisinin iyi bir teknik direktör olduğunu zannederdi her zaman.

Fenerbahçe'den kovulmuştu. Ardından İran'ın Saipa takımına gitti, baktı ki olmuyo Türkiye rahat yer tekrar döndü bizim Erciyes'e. Kısa bir süre sonra kovuldu. Ardından Sivas'a geçti. Fakat yine aynı son! Yine kovuldu. Bülent Uygun geçti yerine ve Sivas şampiyonluğa oynadı :)
Fakat Lorant sorunu devamlı yönetimde arıyordu,uslanmadı ve bu seferde Kasımpaşa'nın yolunu tuttu. Fakat çıktığı 6 maçtada galibiyet alamayınca Kasımpaşa'da ona güle güle dedi.

Herşey ortada sayın Werner Lorant. Bir takıma 6 atıp teknik direktör olunmuyor. Sen kim,futbol kim, en son düşmüşsün Slovak ligine, oradan bile kovulmuşsun.

Yazık sana Lorant yazık, acınacak haldesin.

İlk Gülen Bremen


Uefa Kupası yarı finalinde karşılaşacak olan Bremen ve Hamburg provayı Almanya Kupası'nda yaptılar. Gülen penaltılarla Bremen oldu. Finalde Leverkusen ile Berlin'de karşılacaklar. Hamburglular şu an Jarolim ve Jansen'e saydırıyor olabilirler. Jarolim kırmızı kart gördü, Jansen de son penaltıyı kaçıran futbolcu oldu. Hamburg'a ayar oldum. İnşallah kupasız kapatırlar bu sezonu. Bu yeşiller de bakarsınız Kadıköy rıhtımda karşımıza çıkarlar. Bu sevincin benzerini de lise açıkta yaşarlar belki.

File Bekçisi # 2


Geri Döndü


Sunderland'e oynattığı sert, karakterli ve mücadeleci futbolla ışığı yakmşıtı Keane. Aynı kendisi gibiydi sahadaki futbol. Ama Stadium of Light'da işler iyi gitmedi ve kısa süre içinde görevinden ayrıldı. Boşta kaldığı zaman ona neler kazandırdı hep birlikte göreceğiz. Yeni takımı Ipswich Town. Yine sert, yine agresif bir takım izleriz herhalde. Transfer listesinin başında da Mustafa Sarp varmış. Pardon, o burdaki Keane'in listesinde 1 numara.

Platini İstifa


22 Nisan 2009 Çarşamba

Günün Hareketi

''YORUMSUZ''

Bizler İnandık, Siz De İnanın!

Kadıköy'müş ora, çıkış yokmuş ordan....
Yer: Caferağa Spor Salonu
Saat: 20.00
Play-off Yarı final ilk maçı
Seri: Fenerbahçe-Galatasaray: 1-0
1 Avans, 3'te biter...


SEIMONE AUGUSTUS=BAYAN KOBE

Sağ Plase

'' Arsène Wenger''

Ahlaksız Pepe!!!

Brezilya'da doğup, milli takımda oynamak için vatanını satıp Portekiz'li olan adam,

Euro 2008'de Türkiye'nin bütün defans oyuncularını çalımlayıp gol atan adam,

Tipsiz,çirkef,antipatik,sevilmeyen adam,

Son maçta(Getafe),rakibini önce yere düşürüp, daha sonra defalarca tekmeleyen adam,

SENDEN NEFRET EDİYORUM PEPE...







Andrey Arshavin!

Tarih: 21/04/2009
Yer: Anfield Road
Maç: Liverpool-Arsenal
Skor: Liverpool: 4 Arshavin: 4

Hayatımda izlediğim en zevkli maçlardan biriydi. Sürekli atak,hücum futbolu, İngiltere Premier Ligine daha da tatlı hale getirmişti. Maçın 46. dakikasından itibaren iki takımdada savunması dağılmış bir haldeydi. Bunu fırsata çeviren isim ise ''Andrey Arshavin'di''. Uyum sürecini zaten geldiği ilk günden aşmıştı. Nerede olduğunu gayet iyi biliyordu. Sazı eline aldı ve deyim yerinde ise, gol atmaya doyamadı. Hele ki, o uzaktan attığı gol de denir? Aman Allahım!
Bu mükemmel maçın şüphesiz en iyi adamı Andrey'di. Dün gece İbrahim Altınsay'ın dediği gibi;
Bundan sonra Arsenal'in yeni komutanı ''ANDREY ARSHAVİN'' olacaktır.


Anfield Road'u susturmak kolay kolay herkese nasip olmaz,olamaz.






20 Nisan 2009 Pazartesi

Şampiyonluk Nağmeleri


2008-09 Hollanda Ligi Şampiyonu AZ Alkmaar......

19 Nisan 2009 Pazar

Bize Birşey Anlatmak İstiyor


Malouda Arsenal maçında böyle bir hareket yapıyor? Acaba ne demek istiyor. Bir ihtiyacı var herhalde. Yoksa birine bir şey mi diyor?

File Bekçisi


Lionel


Forma için akıtılan her damla ter, dünyanın her yerinde kutsaldır.

18 Nisan 2009 Cumartesi

Taktik-Teknik




































































1-Rüştü Reçber

''RÜŞTÜ REÇBER''
1994-95 sezonuydu. 8 yaşına yeni girmiştim. Fenerbahçe maçını izliyordum. O zamanlar Engin İpekoğlu vardı tabi efsane kalecileri. Bir maçta Rüştü Reçber'i gördüm kalede gördüm. Kim bu adam dedim kendi kendime ve çoğu insanda tanımıyordu doğal olarak. 1 sezon önce Beşiktaş onu transfer etmek istemiş fakat sakat olduğu gerekçesiyle bu transferden vazgeçmişti. Günler geçti,yıllar geçti,bey efendiliği,uzun saçları,muhteşem kurtarışları ile bir anda Türkiye'nin en iyi kalecisi oldu. Hele ki 2002 Dünya Kupasında, Alman efsanesi Kahn'ın ardından en iyi 2.kaleci seçilmişti. Ben Rüştü'yü hep sevmiştim eee nede olsa benim odamda posteri olan futbolcu kötü futbolcu olamazdı =). Barcelona'ya gitti,Fener'e döndü,şimdide Beşiktaş'ta. Galatasaray'a gelmesini çok istemiştim ama olmadı. Kısmet değilmiş,napalım.



En yakın arkadaşım,hasta Fener'li Bora hiçbir zaman pek sevmemiştir onu. Hep soğuk gelmiştir Bora'ya. Bir ara Rüştü,bizim mahalleye taşınmıştı. Sokağın köşesindeki bakkalda hergün oturup çayını içer,insanlarla sohbet ederdi. Biz de Bora'yla ona bakardık gidip(Çocukluk zamanları). Ama hasta Fener'li Bora onu sevmiyordu,ben de onu anlamış değilim. Bundan 2 sene önce yine Rüştü'ye rastladık. Fenerbahçe'de. Yine yanımda Bora :). Ben gittim hemen tabi yanına öptüm,sarıldım falan,ama Rüştü her zamanki Rüştü'ydü. Pek sıcak kanlı değildi belkide Bora bu yüzden sevmiyordu onu. Daha sonra birçok Fb'li arkadaşlarımla konuştuğumda herkes Bora gibi düşünüyordu. Bir Fenerbahçe-Türkiye efsanesini Fb taraftarı sevmiyordu!!! Bana hep garip gelmiştir bu olay. Ama tek bir gerçek vardır ki ; Rüştü Reçber, Türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi,en başarılı kalecisidir. Yaş 36 ama hala ilk 11 ve hala o Rüştü kurtarışları devam ediyor.



Bi de unutmadan,internette gözüme bir şey çarptı biraz önce,bir başarı örneği daha....



Avrupa’nın en iyi 10 kalecisini seçen Güney Amerikalılar, bu listeye siyah-beyazlı kaleciyi de dahil etti.Brezilya’nın ve Güney Amerika’nın önde gelen spor dergilerinden Trivale tarafından yapılan ankete katılan spor yazarları, Türk Milli Takımı’nın da kalesini koruyan Beşiktaşlı oyuncuyu ilk 10 file bekçisi arasına dahil etti.

http://www.htspor.com/spor-haber/141324-Rustu-Top-10da.aspx

17 Nisan 2009 Cuma

ADANA TURUNCUDUR ...!


Yıllar boyu küçülenve karanlıklara itilen bu kent bir Cumartesi günü turuncu bir güneşle yeniden aydınlandı.
Beş ocak stadından tüm dünyaya ulaşan coşku dolu sevinç çığlıklarıaslında Adanalıların yüreğinde biriken sahipsizliğe ve çaresizliğe duyulan öfkenin dışa vurumuydu.
Yıllar boyu biriken bu öfke turuncu bir isyana dönüşerek adım adım bütün kenti sardı.
5 Ocak stadında hakemin bitiş düdüğüyle birbirine sarılan on binlerce insan bu turuncu isyanın fırtınasıyla gözyaşlarına boğuldu.
Sevinç ve gurur karışımı bir duyguyla ne yapacağını şaşıran kitleler yüreğinin tam ortasından yükselen bir çığlık gibi "Adana turuncudur oleeey!" diye haykırmaya başladı.
Adana turuncudur!
Bu slogan artık bu kentin yeniden ayağa kalkışının simgesidir!
Bu slogan bu kentin yeniden dirilişinin simgesidir!
Adana turuncudur!
Bu slogan bu kentin gerçek sahibi olan halkımızın ve onun çocuklarının yüreğinden yükselen "bu memleketin sahibi var!"haykırışıdır.
Yıllar boyu küçülenve karanlıklara itilen bu kent bir Cumartesi günü turuncu bir güneşle yeniden aydınlandı.
Beş ocak stadından tüm dünyaya ulaşan coşku dolu sevinç çığlıklarıaslında Adanalıların yüreğinde biriken sahipsizliğe ve çaresizliğe duyulan öfkenin dışa vurumuydu.
Yıllar boyu biriken bu öfke turuncu bir isyana dönüşerek adım adım bütün kenti sardı.
5 Ocak stadında hakemin bitiş düdüğüyle birbirine sarılan on binlerce insan bu turuncu isyanın fırtınasıyla gözyaşlarına boğuldu.
Sevinç ve gurur karışımı bir duyguyla ne yapacağını şaşıran kitleler yüreğinin tam ortasından yükselen bir çığlık gibi "Adana turuncudur oleeey!" diye haykırmaya başladı.
Adana turuncudur!
Bu slogan artık bu kentin yeniden ayağa kalkışının simgesidir!
Bu slogan bu kentin yeniden dirilişinin simgesidir!
Adana turuncudur!
Bu slogan bu kentin gerçek sahibi olan halkımızın ve onun çocuklarının yüreğinden yükselen "bu memleketin sahibi var!"haykırışıdır.

İtalya'nın Gururu


Avrupa'da kötü bir sezon geçiren İtalyanlar'ın nisan ayını gören tek takımı Udinese oldu. Yarı finale çıkmaya da çok yaklaştılar oysa. 3-1'in rövanşında aynı skoru yakaldıklarında dakika 38'di. Önlerinde bir gol ve turu bulmak için koca bir devre vardı. Maç başladıktan yarım saat sonra 2 gol bulan takım, maçın bitmesine yarım saat kala 2 gol yiyince kupaya veda etti.

Demek ki öne geçtikten sonra turu vermek sadece bize özgü birşey değilmiş. Son Dünya Kupası şampiyonu ülkenin Avrupa Kupaları'nda takımı kalmadı. Üstelik 2 Ukrayna takımı varken. Ve 2 takım ile İtalya'yı UEFA sıralamasında zor durumda bırakan bir Almanya..

İşte Bu Kadar İşte......


"Söyle Diego söyle ......................"
Hamburg'u eleyin, ayar oldum bizi eleyen takıma....

Saygı


Ligde lider, şampiyonlar liginde yarı finalde, hafta sonu FA Cup Finali.
Haftasonu Wembley'de, mayısta Roma'da, Carling Cup müzede, şampiyonluk pek yakında...

Shaktar-Lucescu-Kadıköy

UEFA macerasında Şampiyonlar Liginde 3.olarak başladılar. Barcelona,Lisbon ve Basel'in bulunduğu gruptan 9 puan toplayıp 3.oldular ve UEFA'nın yolunu tuttular. Serüvene Basel'i yenerek başladılar. Ardından doğal bir mağlubiyet aldılar(Barcelona). Fakat evindeki maçları kolay kolay kaybetmeyen Shaktar,Lisbon'a boyun eymişti. Aynı şekilde rövanştada. İşler kötü gidiyor derken grubun en zayıf halkısı olan Basel'i tekrar yendiler. Herkes bu gruptan Barcelona'nın ardından Shaktar'ın bir üst tura çıkmasını bekliyordu ama olmadı. Son maçlara doğru form tuttular ve Barcelona'yı Nou Camp'ta yendiler ve UEFA maceraları başladı. Birazda hayal kırıklığı vardı bence çünkü,Lisbon Shaktar'dan daha iyi bir takım değildi.
Lucescu bu ne yapacağı belli mi olur? Kurt hoca derim ben ona. Çoğu insan korkak tenik adam,1-0'a yatan adam der ona ama futbolu taktik ve teknik açıdan bilen bir insan Lucesu'nun nasıl bir adam olduğunu iyi bilir. Savunmayı her zaman ön planda tutar ve gol yemiyim,nasıl olsa atarım felsefesi vardır Mircea'da. Sessiz ve derinden UEFA'da tur atlamaya başlarlar. Önce İngiliz ekibi Tottenham'ı 2-0 ve 1-1 lik sonuçlarla saf dışı bırakırlar. Ardından Zico'nun takımı ve UEFA'yı daha önce müzesine götüren Rusya'nın en güçlü ekibi Cska Moskova'yı 0-1 ve 2-0 lık sonuçlarla elerler. Eee yavaş yavaş potaya girmişlerdi sanki. Bu seferde karşısına Rekem Aslanı çıktı; Eric Gerets. Çok zor dedik Marsilya,yıllar sonra Fransa'da liderliğe oturmuş ve çok formda bir ekipti. Ama onlar inanmışlardı bir kere ve Gerets'in ekibini 2 maçta yenerek (2-0,2-1) kupada yarı finale çıktılar.

Zico,Gerets derken Luce kendini bir anda yarı finalde buldu ve tamamen kupaya odaklandı. Şimdi rakipleri ise,Shaktar'ın ezeli rakibi olan,Dinamo Kiev. Bu maç çok sonuçlara gebe ama Shaktar'ın başında Lucescu var. Benim tanıdığım Lucescu herşeyin üstesinden gelir,elinde tüm oyunculardan faydalanır ve KADIKÖY'ün yolunu tutar.
''Başarılar Luce,Başarılar Shaktar''


Bu Çocukta İş Var

''FEDERICO MACHEDA''
İlk kez formasını giydiği Manchester United'a Aston Villa maçının uzatma dakikalarında attığı golle üç puanı kazandıran 1991 doğumlu İtalyan golcü Federico Macheda, yılda sadece 35 bin pound alıyor.
Genç oyuncunun bir haftada aldığı rakam, Rio Ferdinand'ın iki saatte kazandığı paraya denk geliyor. United'ta Ferdinand ve Ronaldo haftada 120 bin pound alırken, diğer takım oyuncuları da 80-100 bin pound kazanıyor.
Lazio'nun eski sportif direktörü Walter Sabatini, "Manchester United, Macheda'yı bizden çaldı. Alex Ferguson'a bunun saygısızlık olduğunu belirten üç tane mektup yazdım. Cevap bile vermedi" demiş,ama birazda yüzsüzlük olsa gerek. Manchester United, Macheda'yı, Lazio alt yapısından transfer etmiş. Lazio kıymetini bilememiş ve ona ayda çok cuzi bir miktarı vermeyi bile geri çevirmişti. Eeee son pişmanlık neye yarar,belki ilerde 40 Milyon Euro'ya geri alırlar.

16 Nisan 2009 Perşembe

Şampiyon Yaparlar mı?

''YİĞİDOLAR''
Son 2 yıldır Türk futbolunun yükselen değeri onlar; Sivasspor... Kısıtlı bütçesine rağmen, az paraya çok iş yapan oyuncu felsefesi ile yola çıkan Yiğidolar,şampiyonluğun bütçe ile değil takır takır top oynayarak geldiğini gösterdiler. Daha şampiyon olmadılar ama son 2 sezondur kolay kolay zirveden inmediler. Kadrosunda bulundurduğu yabancıların maliyetlerini toplasak Guiza ve Lincoln'ün ayda kazandığı paradan daha azdır. Takımın başında Bülent Uygun olunca disiplin her zaman birinci faktör oluyor takımda. Arkadaşlıklar mükemmel,inanç tam ve birde buna iyi futbol eklenince bu takım şampiyonluğu hak ediyor. Tabiki aklımızdaki en önemli soru işareti,Sivas'ı şampiyon yaparlar mı? Bence yapmamak için ellerinden ne geliyorsa yapacaklar. Geçen sene 33.haftaya kadar ilk 3 sırada bulunan Sivasspor,son hafta ligi 4. bitirdi!!! Hemde kural dışı bir durumla. 2 takımla aynı puandaydı (FB-BJK). UEFA kupasına katılmayı çok gördüler Sivas'a(Nedenini sizler biliyorsunuz). Ama onlar seslerini çıkarmadı İnter-Toto'ya gitmeyi kabul ettiler fakat Temmuz-Ağustos sıcağında oynanan,takımın hazır olmadığı o günlerde hemen eleniverdirler. Tekrar lige döndüler,kenetlendiler,inandılar,sustular,isyan etmediler,top oynadılar,kazandılar ve artık hak ettiler. Bu sene mutlu sona yaklaşmaları için sadece 7 haftaları kaldı. Tabikide o stresi kaldırmaları çok zor olucak ama iyi bir psikolojik destek ile neden olmasın? Olur hemde çatır çatır şampiyon olur. 27 hafta zirveden düşmeyen her takıma kök söktüren bu takım mutlu sona ulaşır ama ulaştırırlar mı? Baklım görücez,yaşayacağız ve yorumlayacağız. Ama genede biz destekleyelim. İnanın bu takım şampiyonluğu hak ediyor.
''BU SENE ŞAMPİYON ANADOLU'DAN!!!''

Hillsbrough Matemi